Metal veya ahşap bir çerçeveye gerilen dokumaya, hassaslaştırılmış emülsiyon olarak adlandırılan kimyasalların sürülmesi ardından baskısı gerçekleşecek olan yazı veya desenin pozlama makinası ışığında pozlanması ve bir sıyırıcı (rakle) yardımı ile kumaş, cam, seramik, metal levha, ahşap veya kağıt gibi farklı yüzeyler üzerinde pozlanmış alanlara serigrafi mürekkebinin geçirilmesi ve pozlanmamış alanların boş bırakılması işlemidir. Çinliler tarafından geliştirilen ve kökleri 2000 yıl öncesine dayanan bu teknikte, ilk olarak insan saçından yapılmış dokumalar kullanılmış ve daha sonra Japonlar tarafından ipek dokuma geliştirilmiştir. 1. Dünya savaşı öncesinde endüstriyel bazda baskıcılığın gelişmesi ile, dokuma türleri de farklılaştırılmış, ipek dokuma yanı sıra polyester ve metal dokumalar da geliştirilmiştir. Bugün, kimyasallara karşı çok dayanıklı olan polyester dokuma, uzun süre kullanılabilirliği ve ekonomik olması sebebiyle çok daha yaygındır. Her gün görmekte olduğumuz birçok üründe serigrafi baskı tekniği kullanılmaktadır.
Tampon baskı, genel tanımı ile, serigrafi baskı tekniğinde kullanılan ipeğin erişemediği her türlü düz, kavisli, buruşuk yüzeyler üzerine, yüksek çözünürlükte; golf topu, çakmak, kalem gibi küçük ebatlardaki ürünlere, baskı yapılabilmesine imkan sağlayan baskı tekniğidir. Klişe üzerine kaplanan mürekkep, bıçak ile sıyırılırken baskı tamponu nesne üzerinde onu kaplayacak şekilde konuşlanır. Baskı tamponu, klişe üzerindeki mürekkebi alır ve nesne üzerine baskı uygular. Bu esnada mürekkep, baskı tamponundan nesneye geçiş yapar. Tampon baskının kökleri 200 yıl öncesine dayanıyor. İlk baskı, görüntüyü aktarmak için yumuşak bir jelatin maddesi kullanılarak yapılmıştır. Tüm transfer işlemleri el yordamıyla yapılıyordu. İlk mekanik ped kullanılarak yapılan endüstriyel uygulama, İsviçre’de saat kadranlarını basmak üzere gerçekleştirilmiş, ardından bu teknik Alman bir firma tarafından porselen Çin bebeklerini basmak için çok renkli baskı yapacak şekilde geliştirilmiştir. Jelatinin yerine, İkinci Dünya Savaşı sonrasında silikon alaşımı kullanılageldi. Silikon transfer yastıklarının gelişmesiyle birlikte, tampon baskı süreci, sanayi ürünlerinde çok titiz bir yöntem haline geldi.
Ultraviyole (UV) Baskı, nesne üzerindeki boyanın, baskı gerçekleştikten birkaç salise sonra kurumasına imkân sağlayan baskı tekniğidir. Bu yeni teknik, otomotivden telekomünikasyona, grafik sanatlarından dekorasyona kadar pek çok sektörde benimsendi. Giderek gelişmekte olan bu tekniğin diğer endüstriyel baskı tekniklerinden farkı, boyada mevcut olan kimyasal çözücülerin işlem esnasında kurutulması, böylece çevreye ve ozona yayılacak olan zararlı maddelerin minimuma indirilmesini sağlıyor olmasıdır. Çevre dostu karakteri, artan kalitesi, performans verimliliği, geleneksel su ve solvent bazlı tekniklere alternatif olması gibi özellikleri sayesinde yılda %10 büyüdü. UV baskı süreci, ısı yerine ışık kullanılmasıyla fotokimyasal bir reaksiyona dayanmış olur. Sıvı monomerler ve oligomerler, az oranda foto-initiatör ile karıştırılarak UV enerjisine maruz kalır. Birkaç saniye içinde mürekkep anında sertleşir. Bu faktör, üretim döngü süresini azaltmakta ve en önemli ekonomik faktörlerden biri olan sermaye tasarrufunu sağlamakta ve nakit akışını artırmaktadır. Her gün raflarda görmekte olduğumuz ürünlerin ambalajları ve etiketleri, telefon kapları, kişisel kartvizitler bu teknik ile basılmaktadır. UV baskının en büyük avantajı ise güneş, su gibi çevre şartlarından etkilenerek renklerin solması yahut silinmesi gibi olumsuz durumları en aza indirmesidir.
© 2021 Tüm Hakları Saklıdır.